6 Ağustos 2008 Çarşamba

33 dereceli Mason’un itirafı, ‘Atatürk’ü silahla ortadan kaldırmayı düşündük!’

Yıl 1948, Ağustos’un 1’i.
Yunan Komünist Halk Cumhuriyeti (ELD)’nin ‘Laiki Foni

yani ‘Halkın Sesi’ isimli gazetesinin 685’inci nüshasında,
Bulgar Yahudilerinden 33 dereceli farmason
Avram Beneraoysan şunları yazar:

Mefkûremizi imha edici
darbe vuranların akıbeti,
feci şartlar altında ölümdür!...’

33 dereceli komünist mason
hangi darbeden bahsetmektedir ve
‘akıbeti feci şartlar altında ölüm olan kimdir?

Bakalım onu da kendi söylesin:

‘(…) Mustafa Kemal Atatürk,

10.10.1935 tarihinde
Ankara’da Çankaya köşkünde
doktor Mim Kemal Öke ’ye hitaben,
Mason cemiyetinin faaliyetini
inkılaplarıma muarız gördüğüm için
kapatılmasını elzem gördüm.
Bu dakikadan itibaren
bu cemiyeti ölmüş biliniz.
Ve bir daha diriltmeğe teşebbüs etmeyiniz
demişti…


(...)


O zannetti ki:
bütün muhalif ve muanzlarını
tasfiye ve bertaraf ettiği gibi
masonları da tasfiyeye tabi tutmaya
muvaffak olacaktır.


Fakat asla!

Türkiye’deki mason cemiyetinin
Kemal Atatürk tarafından kapatılarak
faaliyetinin durdurulduğunu
Moskova’da tarihi bir yerde
yoldaşlar arasında yapılan bir toplantıda işittiğim zaman,
beynimden okla vurulmuş gibi sersemledim.
Heyecandan şaşırmış bir halde,
oradakilere şaşkınlık içinde haykırdım.


‘-O sarı lider ortadan suret-i katiyetle kaldırılacaktır!’
İşte böyle…

1948 yılı Ağustos ayının 1’inde
Yunan Komünist halk Cumhuriyeti örgütünün yayın organı
‘Laiki Foni’nin 685 sayılı üshasında
Ege ve Balkanların kıdemli komünistlerinden
33 derece mason Bulgar Yahudi
Avram Benaroyas’ın itirafları.

Bu itiraflar
General Cevat Rıfat Atılhan tarafından çevrilmiş,
Atatürk’ün Ölümündeki Sır perdesi’alt başlığı ile
gazeteci Ogün Deli tarafından kaleme alınan
Agoni ’ isimli derlemeye de alınmıştır.


Biz oradan aktarıyoruz.


Evet,
Atatürk Türkiye’deki mason derneklerini,
Kökü dışarıda Yahudi uşakları diyerek kapatıyor ve
dünya masonları bunun üzerine
Moskova’da gerçekleştirdileri bir toplantıda,
O sarı lider suert-i katiyetle ortadan kaldırılacaktır!’’
kararı alıyorlar.
Sonrasını
zamanın kıdemli komünistlerinden
33 dereceli Avam Benaroyas’ın
kaleminden okumaya devam edelim.
*
‘‘- Atatürk’ün âni bir dönüşle
mason cemiyetini kapatması
bizi pek derin bir düşünceye sevk etmişti.
*
İlk anlarda Kemal Atatürk’ü
silahla ortadan kaldırmayı düşündük.
*
Çünkü o, felsefemizin
Türkiye’de yerleşme imkânlarını
ortadan kaldırmıştı.
*
Bu sebeple
kendisinin de ortadan kaldırılması
son derece elzemdi. ’’
*
Localarını kapattığı için
''Atatürk’ü ‘‘ortadan kaldırma’’ kararı alan
mason-komünist ittifakı
silahla öldürme riskini
başarı şansı yüzde 10’larda olduğı için
tercih etmez.
O zaman şu kararı alırlar:
‘‘ -Oun ölümü esrarengiz olacaktır!’’
*
Balkamların kıdemli lomünisti,
33 derece mason Avram Benarosyan ’ın
1948’de kaleme aldığı itiraflarında
Atatürk’ü esrarengiz ölüme götüren yol haritası
şöyle anlatılıyor:
*
‘‘-Mason cemiyeti
Atatürk tarafından kapatıldıktan sonra;
mason biraderler,
cemiyet sanki kapatılmamış ve
Atatürk aralarında hiçbir ihtilaf yokmuş gibi
vaziyet aldılar.
*
İmkân buldukça,
onun her hareketini alkışladılar ve
zamanla onun etrafında
bir çember vücuta getirdiler ki;
Sarı lider kendiliğinden
bu çemberin içine girip hayatını teslim etti…’’
*

Ve devam ediyor
üstat mason mason Benarosyan:
*
‘‘-Doktorlarımız
Atatürk’ün ölümünün ani oluşunu
tehlikeli gördüklerinden;
1937 ortalarında,
ismini açıklayamayacağım bir doktor,
bazı şöhretlere dayanarak
Atatürke ilk darbeyi
sinir organlarını zafa düşürmek
suretiyle indirdi…’’

*
İşin özü bu…

*
Detayları
Lazer yayınları arasında çıkan
‘‘Agoni ’’den öğrenebilirsiniz.
*
Yunanistan’da yayınlanan
1 Ağustos 1948 tarih ve
685 sayılı ‘‘Laiki Foni’’ gazetesine ve
zamanın kıdemli komünisti
33 derece mason Benarosyan’ın hayatına ulaşmak
Atatürkçü bir Genelkurmay için,
TBMM için,
Atatürkçülüğü kimseye bırakmayan emekli generaller,
mesela Çevik Bir için hiç de zor olmasa gerek…
*
Adamlar,
mason derneklerini kapattığı için
‘‘Ataürk’ü biz öldürdük.
Önce vurmayı düşündük,
sonra başaramamaktan korktuk,
onun çevresini kuşattık,
güvenini sağladık,
sonra da hedefimize ulaştık, diyor,
*
Atatürkçüler susuyor, pısıyor…
Kur’an kurslarına,
başörtüsüne aslan kesilenler
masonlarla kadeh tokuşturuyor…
*
Anlatılanlar hakikat ise,
yedi düveli yenen Atatürk,
üç buçuk masonun elinde
can çekişe çekişe can vermiş ve
canını alanlardan hesap sorulmamış,
bu ayıp bu millete yeter de artar bile…
*
Ya sonra?...
*
Mason dernekleri
1948 yılında
‘‘İnönü’nün emri ve Celal Bayar’ın desteği ile
tekrar faaliyete geçtiler.


Halkevlerine devredilen mallarını da geri aldılar
*
Peki, burada bitti mi?...
Hayır, bitmedi,
bitecek gibi de görünmüyor…
Atatürk’ün bedenini ortadan kaldıranlar,
oklarını onun ilkelerine ve felsefesine,
onun çok sevdiği milletine ve
milletin değerlerine tevcih ettiler
*
Üzülerek ifade edelim ki
bu bahiste de başarılı oldular…
*
Lütfen,
‘‘Atatürk’ten,
milli devletten,
Lozan’dan vazgeçin’’ diyen ve
‘‘Şehitlik ve gazilik kavramaları kaldırılsın.’’ diyen ve
‘‘Türkiye mozaiktir, millet değil, halklardır.’’
diyenlere dikkatle bakınız…
Pek çoğunun
yüksek dereceli masonlar olduğunu
göreceksiniz…
*

Ben daha ne diyeyim!…


-Atatürk'ün Ölüm Raporu-
-Rapora Onay ve İmza Veren Doktorlar-
-Alıntıdır.-